10.06.2006

Hey gidi günler(den)...

Yemekten kalktığında, yarım bıraktığı bir parça ekmeği gören annesi tatlı-sert bir dille uyarır:

- Onu hemen bitirmelisin. Yoksa ahirette arkandan gelir!

Çocuk ekmeği eline alır ve bahçede bitireceğini söyler. Elinedeki ekmeğe bakar ve düşünür... Bahçenin tenha bir köşesine gider. Teyzesinin yeni dikmiş olduğu elbisenin eteğine ekmek parçasını sarar. Eline bir taş alır, vurur..vurur...

Toz haline gelen ekmek kırıntılarını bahçeye savurur. Parçalanmış dantelli elbisesine aldırış etmeden, arkasını döner ve yürümeye başlar. Göz ucuyla arkasında bıraktığı kırıntılara bakarak der:

- Haydi şimdi gel bakalım arkamdan!

***

Hikayenin kahramanı: Eskilerin sivri zeka çocuğu, şimdinin annesi ve de anneannesi.

Yer:
'Cennette ilk o evi isterim' dediği, halen rüyalarını süsleyen sarayın(!) bahçesi.


Hikayeden çıkarılabilecek sonuç:
Kahramanımızın, hayatının ileriki safhalarında (çok zor olsa da) yapmaya çalıştığı gibi;


Çocuklarınızın yapmasını istediğiniz bir şeyin, mantıklı sebeplerini izah edin, edebilirseniz ikna edin...

4.06.2006

Bir nefeslik mola ver!

Ey Rabb-ül Alemin'in alemlerinden bir alem...

Kalem-i Kudret'in dairelerinden bir daire...

Zeminin halifesi...

Kainatın numunesi...

Sayısız harikalarla süslenmiş bir sarayın,

Sofra-i Rahman'ın şerefli misafiri...

En yüce mertebeye çıkabilecek kabiliyetlerle donatılmış,

1..1..1..1..1..1' ler arasında 1 !


Yazık ki...


Duyduğuna, duyabileceğine sağır...

Gördüğüne görebileceğine kör...

Bildiğine bilebileceğine cahil...

Sultan olacakken sefil...

Kârun olacakken fakir NEFİS! ^

Yavaşla...

Yükünü omuzlarından indir...

Gaflet gözlüklerini çıkar...

Günah terlerini tevbe mendiliyle sil...

Sunulan iman şerbetlerinden iç..iç..iç...

Bir nefeslik mola ver.

Tekrar düşün!

Nereden geliyorsun?

Nereye gidiyorsun?

Necisin?

Cevabı bul, bil, YAŞA!

Ebedi NAR olma!

Ebedi NUR ol!