30.09.2006

Arz-ı Hal


Yine hasretindeyim...
İki nemli göz ile kaldım, gurbetindeyim...

Seyredemedim Beytullah'ın azametini.
İlk duamı edemedim, yüreğim titreyerek.
O nur denizinde bir damla da ben olamadım.
Müstesna mü'minlerin aminlerine karışamadı aminlerim.

Habibim!
Mübarek ellerinle yerleştirdiğin cennet kokulu taşı, senin öptüğün gibi öpemedim.
"Lebbeyk!" diyemedim ashabın gibi.
Bedir'de zafer tekbirleri getiremedim.
Uhud'da Fatiha'lar okuyamadım.
Müjdelendiğin mağarada, sana salat u selam getiremedim.
Yürüdüğün kumlarda yürüyemedim.
Isındığın güneşte terleyemedim.
Doyduğun topraklarda bir tanecik hurma yiyemedim.
Bir yudum zemzemle, seni gönderene (C.C.) hamd edemedim.
Zalimlerden Rabbine sığındığın yerde, asrın zalimlerinden Rabbime sığınamadım.

Kusva'nın izlerini takip eder gibi, Medine yollarına düşemedim.
Sana ensar gibi kasideler söyleyemedim.
Nurlu şehrin bir ezanını, Hz. Bilal'den dinler gibi dinleyemedim.

Ey yüce imam!
Senin mescidinde bir vakit namaz kılamadım.

Ey şanlı hatip!
Ezeli hutbenin bir ayetini, senin lisanından dinler gibi dinleyemedim.
"Kapındayım ey Allah'ın Resulü! Şefaat et" diyemedim.

Göremedim ey Nebi!
Hiç görmediğim diyara hasretimi dindiremedim.
Kabul et salatımı...
Meclisinde misafir gibi, kabul et selamımı...

Essalatü vesselamu aleyke ya Resulullah.
Essalatü vesselamu aleyke ya Habiballah.
Essalatü vesselamu aleyke ya Nebiyyallah.